son şeyler

Arşivler

Bumerang

Bumerang - Yazarkafe
  /  • Dijital Platform   /  Netflix   /  Netflix’te Hafta Bitmeden İzle (15 – 21 Mart 2021)

Netflix’te Hafta Bitmeden İzle (15 – 21 Mart 2021)

Netflix’te Hafta Bitmeden İzle!

Geçen ayın sonunda başladığımız; Netflix’ten kaldırılacak filmlerden seçip önerdiklerimizi (haftalık olarak) kısaca yorumlayıp, gitmeden tekrar hatırlatmayı amaçlayan yazı dizimizin bu hafta dördüncüsüyle karşınızdayız. Geçen hafta şöyle demiştik: “Ayın sonunda ve başında kaldırılacak film sayısı fazla olunca seçmek kolay oluyordu, ama ayın ortalarına gelen bu hafta itibariyle; hem kaldırılacak film sayısı az, hem de bunlardan seçip, önerdiklerimiz.” Erken konuşmuşuz, bu hafta ise; neredeyse hiç film yoktu kaldırılacak ve dolayısıyla yazılacak olan. Biz de kalktık, gittik (nereye?); hiçbir masraftan kaçınmadık (ilk ay zaten bedavaydı) ve Amazon Prime Video‘yu denemeye başladık. Buradan kaldırılacak olan film bulunca da onu öncelikli yazmaya karar verdik. Kısacası bu hafta başlığımıza “Netflix’te Hafta Bitmeden İzle” ye uymuyoruz; çünkü “izle” dediğimiz film Netflix’te değil; Netflix’te olan filme ise zaten “izle” demiyoruz. : ) Neyse; ayrıntısı aşağıda.

Ayrıca; geçen yazılardaki gibi (tekrar) izlemeye fırsat bulamadan, kendimiz için de önerdiğimiz filmimiz bile var.  : )

Son olarak;  yaklaşık 2 yıldır ayın sonlarına doğru paylaştığımız “Netflix’ten Kaldırılacaklar” listemizi yayınlamaya da devam ettiğimizi ve oraya da Amazon Prime Video‘yu da dahil ettiğimizi de hatırlatalım.

Şuradan;  sürekli güncellenen bu ayın listesine ulaşabilirsiniz:

Netflix Türkiye – Şubat / Mart 2021 (Yayından Kalkacaklar)

Şimdi de; geç farkına vardığımız; “Keşke haberim olsaydı, kaldırılmadan (tekrar) izlerdim.” diyeceğimiz filmlerden, sizlerin de “haberinin olması” ve bu filmleri kaçırmamanız için paylaştığımız, bu listemizden bu haftalık seçip izlediklerimiz ve önerdiklerimize geçelim. (Yazılarımız tam olmasa da hafif spoiler özelliği taşır, ona göre okumaya geçmeniz tavsiye olunur. Bu arada; filmde Bruce Willis de zaten ölüymüş!)

İşte (bizce) bu haftanın “Netflix’te (ve Amazon Prime Video’da) Hafta Bitmeden İzle”  önerileri:

Bohemian Rhapsody (2018)

Bohemian Rhapsody (2018)
Amazon Prime Video’dan Kaldırılma Tarihi : 18 Mart 2021

…ve “We will Rock You”…ve “We are The Champions”…ve hatta “Show Must Go On”

Ayın 18’in de Amazon Prime Video’dan kaldırılacak olan “Bohemian Rhapsody” bu haftaki yazımızın ana konusu. Evet doğru okudunuz film Prime Video’dan kaldırılıyor. Netflix’te kaldırılacak film azlığından denemeye başladığımız ve buradan kaldırılacağını ilk yakalayıp izlediğimiz film olur kendileri.

Hemen öyle “Ben müzikli, şarkılı-türkülü! filmleri sevmem” felan demeyin, zaten ben de sevmem o ayrı. Ama zamanında; okul sıralarına vurarak, bir kere bile olsa “We will Rock You” eşliğinde tempo tuttuysanız (sözleri bilmediği için uyduranlar ve hatta kasıtlı olarak küfürlü söyleyenler de dahil); ya da herhangi bir takımın (futbol-basketbol-voleybol, yerli-yabancı, milli takım-kulüp takımı, hatta amatöründen şampiyonlar ligine fark etmez) şampiyonluk kutlamalarında bir kere bile olsa “We are The Champions” çalındığını duyduysanız (duymayan da yoktur ya neyse) işte filme ısınmaya başladınız bile. Hele bir de filme adını veren “Bohemian Rhapsody” şarkısını biliyorsanız (filmde şarkının yazımı ve kaydedilmesi ayrıntılı anlatılıyor) filmi sevdiniz de haberiniz yok. Bak bir de “sevmem” diyordunuz. : )

Bu şarkılardan “Bohemian Rhapsody”yi kaydedilme aşamalarında, “We will Rock You”yu filmin tam ortasında, “We are The Champions”u filmin sonunda uzunca yer alan “Live Aid” konseri sahnesinde dinleyebilirsiniz. Ayrıca; eğer bitiş jeneriğinde kapatmazsanız son 3 dakikada “Show Must Go On” da var. (O da bizden olsun.)

Filmle ilgili genel bilgilere geçelim. 2018 yapımı filmimizin yönetmeni Bryan Singer; ki kendisini “The Usual Suspects / Olağan Şüpheliler”, “X-Men” serisinin 4 filmi, “Superman Returns / Süpermen Dönüyor” ve “Valkyrie / Operasyon Valkyrie” filmlerinden dolayı tanımayanımız yoktur herhalde. Başroldeki Rami Malek’in ise; bu filmdeki rolü ile 2019 yılında “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü; hem Oscar, hem Altın Küre, hem de BAFTA’da kazandığını söyleyip bırakalım.(Daha ne olsun?)

Film; Freddie Mercury’nin hayat hikayesi özelinde, ünlü İngiliz rock grubu Queen’in hikayesini, ilk kuruluşlarından 1985 yılında düzenlenen Live Aid konserindeki o görkemli performanslarına gelene kadar anlatıyor. Filmde Mercury’nin; önce göçmen bir ailenin çocuğu olmasından, sonrasında cinsel tercihlerinden ve en sonunda da hastalığından dolayı karşılaştığı zorluklar da yer alıyor, ama çok fazla dramatize edilmeden. Bunun yanında asıl olarak müziğe yöneliyor ve grubun oluşması, turneleri, plak anlaşmaları, şarkıların yazım ve hatta kayıt aşamaları ayrıntılı anlatılıyor. Tabii; şöhret ile zenginlik ve bununla birlikte gelen yalnızlık, sahte arkadaşlar, kötü alışkanlıklar (kendi deyimiyle “İnsan olma hastalığı biraz anestezi gerektiriyor.”), ama aynı zamanda; aile olmak ve ailenin rızasını almak, bunu yanında da “Kim olacağıma ben karar veririm” de demek üzerine biraz da. Zanzibar’lı Farrokh Bulsara’nın nasıl, Londra’lı Freddie Mercury olduğuna tanıklık ediyoruz film boyunca.

Fimin son 15 dakikasına yayılan Live Aid konseri (tam da bir konser havasında, aralarda konuşmasız, kesintisiz devam ediyor), gerçekten görkemli sahneler sunuyor. Wembley’i kaplayan o kalabalık ve çoşku size, kendinizi orada hissettiriyor. Bu 15 dakikada, 3 şarkı dinlediğimiz (hatta jenerikteki 2 şarkıyla beraber 20 dakika) bu son sahneler, kesintisiz bir müzik ziyafeti sunuyor. Daha sonra gerçek konser görüntülerini de izlerseniz (Lİve Aid kanalından izlenebiliyordu) o kalabalık ve çoşkunun nasıl doğru yansıtıldığını görebilirsiniz. (Tüm ayrıntılar canlandırılmış; sahneye çıkınca sahne boyunca koşması, piyanonun üzerindeki bardaklar…) Bu arada; “We are The Champions” söylenirken “No time for losers” sözlerinde; plak anlaşmasını reddeden yapımcıyı göstermeleri de gülümsetiyor.

Oyunculuklara da biraz değinelim; hani “The Theory of Everything” yazısında Eddie Redmayne’in Stephen Hawking’i çok başarılı canlandırdığını söylemiştik ya; aynı şey burada Freddie Mercury olan Rami Malek için de geçerli. Kendisi ve grubun diğer üyeleri, hatta Jim Hutton karakteri, canlandırdıkları kişilere çok benziyorlar. (Ama Rami Malek’in özellikle uzun saçlı hali daha çok benzerken; kısa saçlı ve bıyıklı hali ise; hafiften Hayrettin gibi oluyor : ) )

Sonuçta; iyi bir biyografi filmi izlerken, arada da sevdiğimiz şarkıları dinleyelim derseniz, doğru bir tercih gibi duran bu filmden; Mercury’nin zerdüşt inancına sahip olan babasının, filmde birkaç kez tekrarlanan sözleriyle bitirelim: “Good thoughts, good words, good deeds / İyi düşünceler, iyi sözler, iyi eylemler”

 


Assassination Nation (2018)

Assassination Nation / Suikastçiler Topluluğu (2018)
Netflix’ten Kaldırılma Tarihi : 20 Mart 2021

Hacklenmiş Hayatlara karşı “The Purge”

Netflix’te kaldırılacak film yokluğundan izlediğimiz, ama pek önermediğimiz filmimize geldik. Netflix’imiz filme +18 dedikten sonra şu uyarıları yapmış: “şiddet, cinsellik, çıplaklık, argo, madde kullanımı, cinsel şiddet, intihar”  Zaten film de; içerisinde adeta bir fragman gibi nelerle karşılaşacağımızı belirten bir bölümle başlıyor. Bir uyarı da ben yaparak başlayayım; filmimizin ağzı gayet bozuk, argo dolu konuşmalar sürekli (hem de dublaj ve altyazı farketmiyor.)
Bunlardan sonra; yine de izleyeceğim diyorsanız hadi bakalım:

Dört kişiden oluşan bir liseli kız arkadaş grubu özelinde, bir kasabanın anlatıldığı filmde; bu kızların tüm hayatı internet, cep telefonları, sosyal medya, mesajlaşmak, selfi çekmek, çektikleri türlü resimleri birbirlerine ve başkalarına atmak! şeklinde geçiyor (Ne kadar ilginç, değil mi?) Filmin ilk yarısında; kızların bol bol ve boş boş konuşmaları, partilemeleri ve çeşitli şekillerde! eğlenmeleri ile geçiyor. (Başladığı hiçbir filmi yarıda bırakmayan ben; burada filmi bırakacaktım)

Sonrasında biraz hareketlenmeye başlayan filmde; önce belediye başkanının, ardından bir öğretmenin – müdür yardımcısının, sonrasında kızlardan birinin ve hatta kasabanın yarısının hesapları hacklenip te, bütün sırları (fotoğraflar, yazışmalar, başkaları hakkında konuşmalar, neler neler!) ortaya dökülünce kasabalının da gözü dönüyor ve adeta bir “cadı avı” başlatılıyor. (bu arada kasabanın adı da Salem!)

Belediye başkanını ve öğretmeni bir çırpıda harcayan bu sinirli kasabalı güruhu; sıra kızlara gelince maskelerini ve silahlarını da alıp avlanmaya başlıyorlar; neredeyse bir “The Purge / Arınma Gecesi” ni andıran (ama onun bayaa bir kanlı versiyonu) bu sahnelerle birlikte film daha bir izlenesi oluyor. Burada yaralanma, öldürme sahneleri; ya çok ani, ya çok kanlı (kan fışkırmalı) ya da değişik; o yüzden akılda kalan sahneler var. Bir de kasabalının; kızların birlikte kaldığı evi bastıkları sahnede; kameranın bu baskını, üst kat-alt kat; yan oda-üst oda şeklinde dışarıdan takip ettiği kesintisiz sahne de başarılı sayılır.

Tabii; bu insanlar nasıl birden bire bu kadar delirip, silahlanıp, kızları öldürmekten çekinmeyecek hale geliyorlar ya da bunun karşısında, kızlar da nasıl hemen silahlanıp, bu silahları ustaca kullanmaya başlayıp ve tereddüt etmeden karşılarındakini öldürmeye başlıyorlar, sanki biraz boşluk var gibi. Evet; insanların internet bağımlılığı, bir hacklenme ile herşeyin ortaya dökülebileceği, bu öfkenin sınıf (belediye başkanı, müdür yardımcısı) ya da cinsiyet (kız grubu) ayırt etmeksizin herkese karşı olabileceği, bu arada kadın hakları, feminizm gibi konulara da değinmeye çalışan, ama pek de başaramayan bir film var karşımızda.

Filmde Bella Thorne ve Bill Skarsgård da var; kanlı sahneler var, sonunda yine pek de şaşırtmayan bir abidik-gubidik de var; ama o kadar. İzleyin demiyorum; “izlemeyin”e daha yakınım; ama sonuçta ne diyorsun derseniz: “Film cumartesi kaldırılıyor, haberiniz olsun; izleyip izlememek de size kalsın.” diyorum.

 


Şimdi de haftanın “Netflix’te Hafta Bitmeden (Ben de) İzle(yeyim)!”  önerisi:

Henüz (yakın zamanda) izlemediğim için kısaca değiniyorum.

Taare Zameen Par – Like Stars on Earth (2007)

Taare Zameen Par – Like Stars on Earth (2007)
Netflix’ten Kaldırılma Tarihi: 18 Mart 2021

Aamir Khan’ın hem yönetip, hem de başrolünde oynadığı,“Her Çocuk Özeldir” adıyla da bilinen 2007 yapımı bu filmde; öğrenme güçlüğü çeken ve ailesi dahil herkes tarafından zeka geriliği olduğu düşünülen bir çocuğun hikayesi anlatılıyor. Bir resim öğretmeni; çocuğun bu probleminin disleksiden kaynaklandığını ve doğru eğitimle de öğrenebileceğini herkese kanıtlamaya çalışıyor. Günümüzdeki disleksi konulu kamu spotları tadında bilgilendiren, kah hüzünlü, kah neşeli, şarkılı-türkülü (bu hafta iki oldu) hep birlikte izlenebilecek bir film. Film; diğer birkaç Hint filmi ile birlikte; önce 7 Aralık 2020’de, sonra da 23 Şubat 2021’de kaldırılacaklar listesindeydi, ama lisansları uzatılmıştı; bakalım bu sefer kaldırılacak mı?

 


Bu hafta için de önerilerimiz (olumlu – olumsuz) burada sona eriyor; haftaya yayınlanacak yeni yazımıza kadar iyi seyirler…

© Yeni Yeni Şeyler / T. Güner

Bir Cevap Yazın