son şeyler

Arşivler

Bumerang

Bumerang - Yazarkafe
  /  • Dijital Platform   /  Netflix   /  Netflix’te Hafta Bitmeden İzle (08 – 14 Mart 2021)

Netflix’te Hafta Bitmeden İzle (08 – 14 Mart 2021)

Netflix’te Hafta Bitmeden İzle!

Geçen ayın sonunda başladığımız; Netflix’ten kaldırılacak filmlerden seçip önerdiklerimizi (haftalık olarak) kısaca yorumlayıp, gitmeden tekrar hatırlatmayı amaçlayan yazı dizimizin üçüncüyle karşınızdayız. Ayın sonunda ve başında kaldırılacak film sayısı fazla olunca seçmek kolay oluyordu, ama ayın ortalarına gelen bu hafta itibariyle; hem kaldırılacak film sayısı az, hem de bunlardan seçip, önerdiklerimiz. Geçen yazıdaki gibi (tekrar) izlemeye fırsat bulamadan, kendimiz için de önerdiğimiz filmimiz var.  : )

Ayrıca;  yaklaşık 2 yıldır ayın sonlarına doğru paylaştığımız “Netflix’ten Kaldırılacaklar” listemizi yayınlamaya da devam ediyoruz.

Şuradan;  sürekli güncellenen bu ayın listesine ulaşabilirsiniz:

Netflix Türkiye – Şubat / Mart 2021 (Yayından Kalkacaklar)

Şimdi de; geç farkına vardığımız; “Keşke haberim olsaydı, kaldırılmadan (tekrar) izlerdim.” diyeceğimiz filmlerden, sizlerin de “haberinin olması” ve bu filmleri kaçırmamanız için paylaştığımız, bu listemizden bu haftalık seçip izlediklerimiz ve önerdiklerimize geçelim. (Yazılarımız tam olmasa da hafif spoiler özelliği taşır, ona göre okumaya geçmeniz tavsiye olunur. Zaten bu hafta 30 yıllık filmleri önerdik, neyin spoiler’ı yahu? )

İşte (bizce) bu haftanın “Netflix’te Hafta Bitmeden İzle”  önerileri:

Kickboxer – Kana Kan (1989)

Kickboxer / Kana Kan (1989) – 14 Mart 2021

Nuk Soo Kow, cam kırıkları, son tekme…ve video kasetler

14 Mart tarihinde kaldırılacak olan filmlerden biri başrolünde Van Damme’in yer aldığı 1989 tarihli “Kickboxer”, bizdeki adıyla “Kana Kan” (!). Video kaset furyasının sürdüğü günlerde oldukça meşhur olan bu film; evinde video cihazı bulunan ve tek eğlencesi hafta sonları birkaç film kiralamak olan hemen herkes tarafından izlenmiştir. Zaten filmi anmamızın asıl noktası; filmin kendisinden çok, bize video kaset çağını, geçmiş yılları ve özellikle de çocukluğumuzu hatırlatması. Açıkçası; bu film günümüzde çıkan yeni bir dövüş filmi olsaydı, büyük ihtimalle izlemezdik bile.

Filmin konusu, Türkçe adından da anlaşılacağı gibi; intikam. Kahramanımız gencecik Kurt (Van Damme); abisi Eric bir kickboks maçında, acımasız rakibi Tong Po tarafından kuralsızca tekerlekli sandalyeye mahkum bırakılınca; çareyi Muay Thai (kickbokusun Tayland usulü) öğrenip, abisinin öcünü almakta bulur. Tayland’daki maçın ardından, abisi de zaten hastanede aylarca iyileşmeyi bekleyecektir ve Kurt da zamanını boşa geçirmez ve orada dağ başında inzivaya çekilmiş yaşlı bir usta bulur. Yoksa siz; dağın başındaki yaşlı ustadan aylarca dövüş eğitimi alan ilk kişinin Kill Bill‘deki Uma Thurman olduğunu mu sanmıştınız?

Ustamız Xian Chow; biraz Pai Mei, biraz Miyagi tarzı; zorlu, değişik ve biraz da saçma (kaval kemiği ile bambu tekmelemek, tepeden karın bölgesine hindistan cevizi atmak, bacağa bağlanan et parçası sayesinde köpek tarafından kovalanmak gibi…) pek çok yöntemle eğitimi tamamlar. Arada da sözünü söyler: “İntikam tehlikeli bir sebeptir. / Revenge is a dangerous motive.”

Bu kadar kan, intikam, kavga, dövüş arasında hiç mi neşeli sahne yok derseniz; Kurt’un barda sarhoş bir halde önce dans edip, sonra da birkaç kişiyi patakladığı sahne hemen ilk akla geliyor. Ayrıca film boyunca ara ara çalan, bir yerlerden tanıdık gibi gelen o yılların hareketli şarkıları da hatırlanası.

Geleneksel tarzda (etrafı meşalelerle çevrili ringde, ellerine sarılmış bandajları reçine ve cam kırıklarına batırarak) yapılan final maçında; seyircilerin “Nuk Soo Kow, Nuk Soo Kow” (Beyaz Savaşçı) diye tempo tutması; Tong Po’nun cam kırıklarını yalaması ve de finaldeki son tekme (Matrix’de Neo’nun son sahnede ekrana uzattığı tekme misali, ama devamı da var) gibi unsurlar özellikle akılda kalanlar. Aslında filmi tekrar izlemeden; (çocukluğumda izlediğimden de) aklımda kalanlar aynıydı.

Son olarak; filmin, hiçbirinde Van Damme’ın yer almadığı 3 adet devam filminin çekildiğini, yakın tarihte ise; bir yeniden çevriminin yapıldığını da söyleyelim. Bu çevrimde ise; Van Damme oynuyor, ama artık öğrenci değil, dövüş sanatının ustası olarak. Eee onca yıl sonra hala öğrenci olacak hali yoktu ya.

“Nuk Soo Kow” edaları eşliğinde; çocukluğumuza bir selam çaktığımız filmin ardından; filmin video kasetini de, artık kiraladığımız video dükkanına iade zamanı geldi galiba. Herkese nostalji dolu seyirler…

 


Coming to America – Amerika Rüyası (1988)

Coming to America / Amerika Rüyası (1988) – 14 Mart 2021

Akeem’in Amerika Rüyası (mı?)

“Coming to America / Amerika Rüyası” ise; 14 Mart’ta kaldırılacak bir diğer yapım ve başrolünde Eddie Murphy’i görüyoruz. 1988 yapımı bu filmin Netflix’ten kaldırıldığı bu günlerde; kendisinden 33 yıl sonra gelen devam filmi “Coming 2 America”nın bir “Amazon Original Movie” olarak 5 Mart 2021’de Amazon Prime Video’da yayınlanmaya başlandığını da hatırlatalım.

Hayali Afrika ülkesi Zamunda’nın, son derece şımartılmış olan prensi Akeem (Eddie Murphy); yanında uşağı Semmi (Arsenio Hall) ile birlikte Queens, New York’a giderler. Şımartılmış derken; kendisinin yıkayıcıları!, gül dökücüleri (tam da gül döktüm yollarına misali), anons edicisi (yok artık demeyin, hatta bu karakterin adı “Oha”) ve tabi ki özel uşağı var. Akeem; New York’ta kendisiyle zenginliği için değil de; zekası ve güçlü iradesi! nedeniyle ilgilenip, saygı duyabilecek bir eş bulmak için de kılık değiştirmeyi seçiyor.

Başrollerdeki Eddie Murphy ve Arsenio Hall’in tam 4’er farklı karakteri başarıyla canlandırdıkları (bazılarını tanıyamayabilirsiniz) filmde; bunlardan özellikle berberdeki tipler ile çılgın vaiz-din adamı tiplemesi ve bardaki çirkin kız tiplemesi (ben demiyorum filmin sonunda “Extremely Ugly Girl” yazıyor) akıllarda yer ediyorlar. Ayrıca; berberde traş olan Cuba Gooding Jr. (gerçekten de junyor haliyle), soyguncu Samuel L. Jackson (en sinirli haliyle) ve kasiyer Louie Anderson (evet evet zamanında çizgi filmini izlediğimiz Louie) gibi isimleri de yan rollerde görebiliyoruz.

Neredeyse aynı zamanların filmleri olmasına rağmen “Kana Kan”ı ne kadar çok izlemiş ve aklımızda tutmuşsak; “Amerika Rüyası”nda tam tersi; ya izlememişiz ya da aklımızda pek yer etmemiş. Tabi bunda; filmin konusunun ve çoğu esprisinin, o yıllardaki yaşımıza uygun olmamasının etkisi fazla. (İyi de; “Kana Kan” yaşımıza ne kadar uygundu, o da ayrı bir soru.)

Sonuçta; zamanında pek izlemediğimiz, ama şimdi izlenince neşeli, nostaljik, içinde küçük göndermeler (Amerika’da çalıştıkları hamburgercinin adının McDowells olması…gibi), ince mesajlar (Amerika rüyasının boş bir hayal olması…gibi) barındıran, yıllar sonra Eddie Murphy’i hatırlatan, hoş zaman geçirmelik bir eğlence.

 


Şimdi de haftanın “Netflix’te Hafta Bitmeden (Ben de) İzle(yeyim)!”  önerileri:

Henüz (yakın zamanda) izlemediğim için kısa kısa değiniyorum.

True Grit – İz Peşinde (2010)

True Grit / İz Peşinde (2010) – 14 Mart 2021

Yönetmenliğini Coen kardeşlerin (Ethan Coen, Joel Coen) yaptıkları ve başlıca rollerinde ise; Jeff Bridges, Matt Damon, Hailee Steinfeld ve Josh Brolin’in yer aldıkları 2010 yapımı “True Grit / İz Peşinde” filmi de ayın 14’ünde kaldırılacaklar arasında yer alıyor.

“Babasının katilinin izini sürmek için; inatçı bir genç kız, sert bir ABD şerifinden yardım ister.” şeklinde kısaca özetleyebileceğimiz filmin; 1969 yapımı başrolünde John Wayne’in yer aldığı bir versiyonu da bulunuyor.

 


Spy Kids 4 All the Time in the World – Çılgın Çocuklar 4 (2011)

Spy Kids 4: All the Time in the World / Çılgın Çocuklar 4 (2011) –  14 Mart 2021

Geçen haftadaki gibi, bir filmi de çocuklar için önerelim; 2011 yapımı “Spy Kids 4 All the Time in the World – Çılgın Çocuklar 4“. Yine Robert Rodriguez’in yönettiği, ajan çocukların bu bitmez tükenmez maceralarında şimdilik son perde gibi. Bu kez Jessica Alba var, Danny Trejo zaten var. Meraklısına not; serinin ilk 3 filmi 31 Ekim 2020’de kaldırılmıştı, son film de bu hafta Netflix’ten gidiyor.

 


Bu haftalık önerilerimiz de burada sona eriyor; haftaya yayınlanacak yeni yazımıza kadar iyi seyirler…

© Yeni Yeni Şeyler / T. Güner

Bir Cevap Yazın